Mide Kanserlerine Genel Bakış
Mide ve Duodenum Hastalıkları | Mide ve duodenum, sindirim sisteminin önemli parçalarından ikisidir. Mide beslenme sonrası besinleri küçük parçalar halinde duodenuma gönderir, duodenumda salgılanan hormanlar sayesinde hem safra hem de pankreas salgıları devreye sokularak sindirime büyük katkı sağlanır. Bu iki organ, sindirim sisteminin düzgün çalışması için kritik rol oynar. Mide ve duodenum hastalıkları geniş bir yelpazeye sahiptir. Bunlar arasında yaygın olanlar mide ülseri, gastrit, mide kanamaları, gastroözofageal reflü hastalığı (GERD) gibi selim hastalıklardır, ayrıca mide kanseri ve duodenum kanseri gibi ciddi kanserleri de içerir.
Midenin Görevleri ve Önemi
Mide, sindirim sistemimizin önemli bir organıdır ve vücudumuz için hayati görevler üstlenir. Yiyeceklerin sindirilmesinde ve besinlerin emilmesinde ilk adımları atar.
Midenin Temel Görevleri:
*Gıdaların Depolanması: Yediğimiz yiyecekler, midede geçici olarak depolanır. Bu sayede, sindirim sistemi daha düzenli bir şekilde çalışır ve vücut, besinleri yavaş yavaş emer.
*Gıdaların Parçalanması: Mide, güçlü kasları ve salgıladığı asit sayesinde gıdaları mekanik ve kimyasal olarak parçalar. Bu sayede, gıdalar daha küçük parçalara ayrılır ve sindirim enzimlerinin etkisi daha etkili hale gelir.
*Sindirim Enzimlerinin Üretimi: Mide, pepsin gibi sindirim enzimlerini üretir. Bu enzimler, proteinlerin parçalanmasında önemli bir rol oynar.
*Besinlerin Korunması: Mide asidi, zararlı bakterileri öldürerek vücudu enfeksiyonlardan korur.
*Besinlerin İnce Bağırsağa Geçişi: Mide, sindirime uğrayan gıdaları yavaş yavaş 12 parmak bağırsağına geçirir.
Mide Kanseri, Nedenleri ve Risk Faktörleri
Mide tümörlerin %90’ından fazlası maligndir. Primer malign tm’lerin %95 Adenokarsinom yani Mide Kanseri, %4 Lenfoma, %1 GİST’dir. Nadir tümörler karsinoid, anjiyosarkom, karsinosarkom ve YEHCa’dır. Tümör midede kalabilir. Ayrıca karaciğer, akciğerler veya karın duvarının zarı gibi diğer organlara da yayılabilir. Melanom veya meme kanseri gibi tümörler kan yoluyla (hemotojen), kolon ve pankreas kanserleri de gibi komşuluk nedeniyle mideyi sarabilir (invazyonu) ve bunlar metastatik mide tümörleri olarak adlandırılır.
Mide kanseri, midenin içini döşeyen mukoza hücrelerinin anormal ve kontrolsüz bir şekilde büyümesi ve çoğalması sonucu gelişen bir tümördür. Erken evre mide kanseri genellikle belirti göstermez. Bazen, insanlar mide bulantısı ve genel mide rahatsızlığı yaşarlar. Ancak bu belirtiler aynı zamanda hazımsızlık veya gastrit gibi durumların da yaygın belirtileridir. Bu yüzden mide kanserini çok erken evrelerinde teşhis etmek zordur. Mide kanseri saldırgan bir tümördür ve çoğunlukla ileri evrede yakınmaya neden olur. Dünya çapında mide kanseri en yaygın beşinci kanserdir ve kansere bağlı ölümlerin ikinci önde gelen nedenidir. Yeni vakaların yarısından fazlası gelişmekte olan ülkelerde görülmektedir. Özellikle Doğu Asya, Doğu Avrupa ve Orta ve Güney Amerika’da yaygındır. Daha yüksek coğrafi enlemler, daha yüksek mide kanseri riski ile ilişkilidir. Gelişmiş ülkeler arasında Japonya ve Kore en yüksek hastalık oranlarına sahiptir. Mide kanseri Japonya’da en sık görülen kanserdir. Amerika Birleşik Devletleri’nde Mide kanseri 15. Sırada yani doğu toplumlarına göre oldukça az görülür. Erkeklerde daha sık görülür ve daha çok 70’li yaşlarda sıktır. Beyazlara kıyasla Afrikalı Amerikalılar, Asyalı Amerikalılar ve Hispaniklerde daha yüksek ölüm oranına sahiptir.
Helicobacter Pylori Enfeksiyonu
Helicobacter pylori (H. pylori) bakterisi mide adenokarsinomu için en önemli risk faktörüdür. 1994 yılında, Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC), H. pylori’yi kesin bir kanserojen olarak etiketledi; enfeksiyonla ilişkili kanserlerin en yaygın nedenidir. Çok sayıda bilimsel araştırma, mide kanseri gelişimi ile ilişkisini göstermiştir. H pylori mide kanseri gelişme riskinin yaklaşık altı kat arttırır. Birincil mekanizmanın kronik inflamasyonun varlığı olduğu düşünülmektedir. Bakterilerle uzun süreli enfeksiyon, atrofik gastrite veya kronik aktif gastrite yol açabilir. Bazı hastalarda gastrit, bağırsak metaplazisine, displaziye ve nihayetinde Mide Kanserine ilerler.
Diyet ve Beslenme Alışkanlıkları
Mide kanseri riski, yediğimiz gıdaların türü ve nasıl hazırlandığı ile doğrudan kullanılabilir. Özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların tüketimini, mide kanseri riskini artırabilir. Diğer önemli diyet özellikleri:
Aşırı tuzlu ve işlenmiş yiyecekler: Turşu ve aşırı tuzlu yiyecekler, konserveler ve tütsülenmiş etler ve nitratların yiyeceklerle bol alınması mide kanseri riskini artırabilir. Yüksek (ancak düşük veya mütevazı olmayan) alkol seviyeleri riski artırır.
Düşük meyve ve sebze tüketimi: Yetersiz miktarda meyve ve sebze tüketimi, mide kanseri riskini artırabilir. Bu gıdalar, antioksidanlar ve vitaminlerle doludur, bunlar ise kanser hücrelerini engellemeye yardımcı olabilir.
Alkol tüketimi: Günde 3 dubleden fazla alkollü içecek tüketiyorsanız mide kanser riskiniz artar. Özellikle sigara ile birlikte alkol tüketimi, mide kanseri için büyük bir risk faktörüdür.
Sigara ve Tütün Kullanımı
Sigara tüketiminin mide kanseri ve dah bir çok kanser riskini arttıran önemli faktörlerden biridir. Sigara dumanındaki zararlı kimyasallar, mideyi doğrudan etkiler ve kanser oluşumununa zemin hazırlar. Pasif içicilik de benzer şekilde mide kanseri riskini artıran bir faktördür.
Genetik Faktörler ve Aile Hikayesi
Yakın bir kan bağı olan akrabanızda mide kanseri varsa, siz de daha yüksek risk altında olabilirsiniz. Kan bağı olan akrabalar, ebeveynler, kardeşler ve sizinle kan bağı olan yakın akrabalardır. Evlilik veya evlat edinme yoluyla akraba değillerdir. Birinci derece kan bağı olan akraba, ebeveyn, kardeş veya çocuktur. Mide kanserine yakalanma riski, ailede mide kanseri öyküsü bulunanlarda daha yüksektir. Mide kanserlerinin %5-10’u aileseldir,1.derece akrabada risk 2-3 kat fazladır.
Henüz tam olarak bilinmeyen nedenlerden dolayı, A kan grubuna sahip kişilerde risk daha yüksektir.
Mide kanserlerinin %3-5’i Genetik kanser yatkınlığı sendromlarıyla ilişkilidir, bunlara şunlar dahildir:
-Kalıtsal diffüz mide kanseri (%40 vakada CDH1 varyantlarıyla ilişkilidir)
-Mide adenokarsinomu ve mide proksimal polipozisi
-Ailesel intestinal gastrik kanser
-Kalıtsal nonpolipozis kolorektal kanser sendromu (HNPCRC; Lynch sendromu) : Bu genetik hastalık, mide kanseri dahil birçok kanserin gelişim riskini artırabilir. HNPCRC’lilerde %10 Mide kanseri (çoğu intestinal) gelişir.
-Ailesel adenomatöz polipozis
-Peutz-Jeghers sendromu
-Juvenil polipozis sendromu
-Li-Fraumeni sendromu
-Ataksi-telenjiektazi sendromu
-Bloom sendromu
-Kalıtsal meme ve yumurtalık kanseri sendromu (BRCA1 ve BRCA2 ile ilişkilidir)
-Xeroderma pigmentosum
-Cowden sendromu
Midenizdeki asit seviyesini düşüren durumlar: Bazı durumlar mide asidi seviyelerinin düşük olmasına neden olur ve bu da mide kanseri riskinizi artırabilir:
*Otoimmün gastrit, aynı zamanda pernisiyöz anemiye de neden olan bir otoimmün hastalıktır.
*Menetrier hastalığı, midede büyük kıvrımların oluşmasına neden olan nadir bir hastalıktır.
Yaş ve Cinsiyet
Mide kanseri, genellikle yaşlı bireylerde daha yaygın görülür. 50-70 yaş bireyler, mide kanserine daha yatkın olabilir. 40 yaş altında nadirdir. Ayrıca erkeklerde mide kanseri riski kadınlara göre daha yüksektir. Bu farklılığın, hormonların, faktörlerin genetik ve yaşam tarzından kaynaklandığı kaynaklandığı.
Kronik Mide Hastalıkları
Midedeki kronik iltihaplanma, Helicobacter pylori enfeksiyondan kaynaklanan iltihaplanma da dahil olmak üzere, hücrelerinizde değişikliklere yol açabilir. Bu değişiklikler mide kanseri olma riskinizi artırır.
Hücre değişikliklerinde mide kanseri nasıl gelişir?
Gastrit yani iltihaplanma, midenin mukozasındaki hücrelerin farklı hücre türlerine dönüşmesine neden olabilir. Midedeki normal hücreler atrofik gastrite dönüşebilir. Bu, intestinal metaplaziye, ardından displaziye dönüşebilir. Son olarak, hücreler mide kanserine dönüşebilir.
Atrofik gastrit: Midede kronik iltihaplanmaya gastrit denir. Midede uzun süre iltihaplanma olduğunda, bu midenin normal astarının incelmesine neden olabilir. Buna atrofi denir, ayrıca atrofik gastrit olarak da bilinir.
Bazen, iltihabın nedenini tedavi edersek bu değişiklik tersine çevrilebilir. İltihap devam ederse, gastrik intestinal metaplaziye yol açabilir.
Gastrik intestinal metaplazi: Eğer iltihap uzun süre devam ederse, atrofik hücreler tekrar değişebilir. Mideyi değil, bağırsağı kaplaması gereken hücrelere daha çok benzemeye başlarlar. Buna gastrik intestinal metaplazi denir. Gastrik intestinal metaplazi kanser değildir, ancak kansere dönüşebilen bir durumdur.
Displazi: Bağırsak metaplazisine dönüşmüş hücrelerin tekrar değişme olasılığı daha yüksektir. Eğer değişirlerse, buna displazi denir. Bunlar kanser hücrelerine dönüşebilen anormal, kanser öncesi hücrelerdir. Bu lezyonlar kansere dönüşmelerini önlemek için tedavi edilmeli veya yakından izlenmelidir.
Düşük dereceli displazi, hücrelerde yalnızca birkaç değişikliğin olduğu anlamına gelir.
Yüksek dereceli displazi, birçok hücrenin değiştiği anlamına gelir. Kanser belirtisi yoktur, ancak yüksek dereceli displazinin kansere dönüşme olasılığı çok yüksektir.
Mide ülseri: Mide ülserlerine peptik ülser veya gastrik ülser de denir. Mide ülserleri, midenin astarında açık bir yara olma durumudur. Ülserler ve kronik (uzun süreli) inflmasyon hücrelerde kanserleşmeye dönüşebilir. Kronik inflamasyon bazı durumlarda gastrik lenfomaya da neden olabilir. Mide ülserinin bir belirtisi midede yanma hissidir. Bazı mide ülserleri kanamaya neden olana kadar ağrımaz.
Gastrik polipler: Mide polipleri, özellikle adenom türündeki polipler, mide kanseri riski taşır.
Fiziksel Aktivite ve Obezite
Düşük fiziksel aktivite düzeyi ve obezite, mide kanseri riskini artırabilen diğer önemli faktörlerdir. Obezite, bazı hormonların işleyişine yol açan kanser yelpazesini teşvik edebilir. Ayrıca fiziksel aktivite kaybı, sindirim sisteminin sağlıklı çalışmasını engelleyebilir.
Çevresel Faktörler
Bazı faktörlere bağlı olarak mide kanseri riskini arttırabilirsiniz. Özellikle radon gibi kanserojen maddelere maruz kalma, hava kirliliği ve belirli kimyasallara uzun süreli maruz kalma kalma mide kanseri riskini artırabilir.
Mide Kanseri Önlenebilir mi?
Mide kanseri, bir dizi genetik, büyüme ve yaşam tarzı faktörünün etkisi sonucu gelişir. Mide kanseri kısmen önlenebilir bir hastalıktır. Mide kanserinin gelişiminde genetik yatkınlık gibi değiştirilemeyen faktörlerin yanı sıra, yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları gibi değiştirilebilir faktörler de önemli rol oynar
Mide kanserini önlemeye yardımcı olabilecek bazı önemli adımlar:
*Sağlıklı Beslenme: Bol miktarda meyve, sebze tüketmek, lifli gıdaları tercih etmek, tuzlu ve işlenmiş gıdalardan kaçınmak, işlenmiş kırmızı et tüketimini sınırlamak mide kanseri riskini azaltabilir.
*Helicobacter pylori Enfeksiyonundan Korunma: Bu bakteri, mide kanserine yol açan önemli bir risk faktörüdür. Düzenli diş ve ağız bakımı, hijyene dikkat etmek bu enfeksiyon riskini azaltabilir.
*Sigara ve Alkol Kullanımından Kaçınmak: Sigara ve alkol, mide kanseri riskini önemli ölçüde artıran faktörlerdir. Bu alışkanlıklardan vazgeçmek oldukça önemlidir.
*Obezite ile Mücadele: Obezite, birçok kanser türü gibi mide kanseri riskini de artırır. Sağlıklı bir kiloda kalmak için düzenli egzersiz yapmak ve dengeli beslenmek önemlidir.
*Tuzla Kurutma Yöntemleriyle Hazırlanan Gıdalardan Kaçınmak: Bu tür gıdalar, nitrat ve nitrit içerikleri nedeniyle mide kanseri riskini artırabilir.
*Düzenli Check-up, Kontrol: Belirtileriniz olmasa bile, düzenli olarak doktor kontrolüne gitmek ve Gastroskopi gibi gerekli tetkikleri yaptırmak erken teşhis için önemlidir.
Mide Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Mide ca genellikle sinsi seyirli bir hastalıktır, geç belirti verir. Epigastrik bölgede belli belirsiz bir rahatsızlık hissi en sık başlangıç belirtisidir. İleri evrelerde en sık belirtiler kilo kaybı, iştahsızlık ve erken doymadır. Halsizlik, disfaji, bulantı, kusma, şişkinlik ve karın ağrısı diğer belirtilerdir. Gizli kanama sıktır, Fe eksikliği anemisi ve +GGK testi vardır. %5 hastada Akut GİS kanaması olur. Mideni yemek borusu bileşkesi, yani kardiyayı tutan kanserlerde yutma sıkıntısı disfaji vardır. Hastaların bir kısmı karaciğer büyümesi (hepatomegali), asit veya sarılık gibi metastaz bulguları ile karşımıza çıkarlar. %50 hastada muayenede ele gelen karın kitlesi mevcuttur. Trousseau sendromu gibi (Tromboflebit) Paraneo-plastik sendromlar, Akantozis nigrikans (aksilla ve kasıkta siyah leke) veya periferal nöropatilerle de nadiren karşılaşabiliriz.
Erken evre mide kanserinin yaygın belirtileri şunlardır:
- Geçmeyen mide ağrısı, hazımsızlık veya rahatsızlık
- Göğüste ağrılı yanma hissi
- Şişkinlik, genellikle yemekten sonra
- Mide bulantısı (kusma hissi)
- İştahsızlık (yemek istememe)
- Dinlendikten sonra bile yorgunluk (çok yorgun hissetme)
- Yeme veya yutmada sorun
- Sadece az miktarda yemek yedikten sonra tokluk hissi
- Geğirme
- Kilo kaybı
- Siyah dışkı (kaka) veya dışkıda kan
Bu belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız, mutlaka bir doktora başvurmalısınız.
Unutmayın, erken teşhis edilen mide kanseri daha başarılı tedavi edilebilir.
Evre mide kanseri ileri yani geç evre bir kanserdir, metastatik mide kanseri olarak da adlandırılır. Vücudun diğer bölgelerine yayılmıştır ve semptomlara neden olur. 4. evre mide kanserinin neden olduğu yakınmalar, lokalize (erken evre) mide kanserinin semptomlarıyla aynı olabilir. Bunun nedeni, semptomların genellikle midedeki tümörden kaynaklanmasıdır.
Evre mide kanserinde kilo kaybı, yorgunluk ve halsizlik daha yaygındır. Kanser hücreleri vücuda yayıldıkça kötüleşecektir.
evre mide kanserinin yaygın belirtileri şunlardır:
- Açıklayamadığınız kilo kaybı
- Yemeklerden sonra kusma
- Mide ağrısı, genellikle yemeklerden sonra
- Yutma güçlüğü
- Geğirme
- Sarılık (ciltte veya göz akında sarı renk tonu)
- Anemi (düşük kan sayımı)
- Geçmeyen mide ülseri
- Asit (mide çevresinde sıvı birikmesi)
- Zayıflık
Mide kanserinin kadınlarda ve erkeklerde belirtileri farklı mıdır?
Mide kanserinin belirtileri kadınlar ve erkekler için aynıdır. Erkeklerin mide kanserine yakalanma olasılığı kadınlardan daha yüksektir. Ancak son araştırma çalışmaları, mide kanserinin kadınlarda da arttığını öne sürmektedir.
Mide ülseri ve kanser aynı belirtileri mi gösterir?
Hem mide ülseri hem de mide kanseri belirtileri birbirine benzeyebilir. Her iki durumda da şunları hissedebilirsiniz:
- Doymuşsunuz ve yemek istemiyorsunuz
- Şişkin
- Mide ekşimesi (karnınızdan göğsünüze kadar uzanan ağrı)
- Hafif mide bulantısı (kusacak gibi hissetme)
Mide kanserinde yaygın bir belirti sürekli mide ağrısıdır. Mide ülserinde en yaygın belirti gelip geçebilen midede yanma tarzı ağrıdır. Ağrı ne zaman ve ne yediğinize bağlıdır.
Mide Kanserinde Tanı Nasıl Konur?
Endoskopi: 45 yaş üstü yeni gelişen disfajide veya dispepsi + alarm semptomları (KK,RK,D,Kanama ve anemi) olan veya dispepsi + aile hikayesi olan tüm hastalarda Endoskopi yapılmalıdır. Üst GİS Endoskopisi yani Gastroskopi ile yemek borusu, mide ve 12 parmak bağırsağı incelenir ve gerekli durumlarda ile biyopsi veya sitoloji ile mide kanserlerinin %98’i tanımlanabilir. Endoskopik yolla alınan biyopsi, malign değişimlerin olduğu yerden alınmak koşuluyla kesin tanıyı sağlar.
Baryumlu grafi: Ağızdan boya verilerek alına röntgenle kanser ve benign ülser ayrımı radyolojik olarak oldukça zordur: Benign ülser krateri lümen dışına doğru, malign ülser krateri ise lümen içine doğru projeksiyon yapar. Ayrıca benign ülserde gastrik kıvrımlar ülser kraterinden ışınsal yayılım gösterir. Günümüzde hemen hemen tanı için baryumlu grafi kullanmıyoruz.
Bilgisayarlı Tomografi (BT): BT ile midenizin 3 boyutlu görüntülerini oluşturulur. Görüntüler kemik, organlar, kaslar, tümörler ve diğer yumuşak dokuları gösterir ve ayrıca bir tümörün yerini ve boyutunu da gösterebilir.
BT taraması sırasında, bir makine midenizin detaylı resimlerini çekmek için radyasyon kullanır. Farklı açılardan bir dizi resim çeker. Makineye bağlı bir bilgisayar, resimleri bir araya getirerek 3 boyutlu bir görüntü oluşturur.
Bazı BT taramaları kontrast boya adı verilen özel bir madde kullanır. Kontrast boya vücudunuzun içindeki farklılıkları görmeyi kolaylaştırır.
BT tanı koymaktan ziyade ameliyat öncesi en iyi preop evreleme aracıdır. İyi çekilmiş bir karın-pelvis BT’sinden sonra sıklıkla MR görüntüleme şart değildir.
Endoskopik Ultrason, EUS Mide Kanserini Nasıl Tespit Eder?
EUS midenizin görüntülerini göstermek için ses dalgalarını kullanan bir işlemdir. Bize şunlar hakkında bilgi verir:
- Tümörün dokuda ne kadar derine büyüdüğü.
- Lenf bezleriniz büyümüşse.
- Yakın dokularda tümör varsa.
- Bir tümörün kanser tedavisine nasıl yanıt verdiği.
Bu işlemde anestezi altında midenizin içini bir video ekranında görmek için endoskop adı verilen esnek bir tüp kullanılır, ince ışıklı tüp ağzınızdan ve midenize ilerletilir.
Endoskopun ucundaki bir ultrason probu, hareketsiz veya hareketli resimler oluşturmak için yüksek frekanslı ses dalgaları kullanır. Prob, dokulardan veya organlardan yansıyan ve yankı desenleri oluşturan ses dalgaları yayar.
Bu desenler, ultrason makinesinin ekranında sonogram adı verilen görüntüler olarak gösterilir. Ses dalgaları midenizin duvarlarından yansır. Yakındaki lenf düğümleri ve organlar dahil olmak üzere karın (mide) bölgenizin resimlerini oluştururlar.
EUS tümörün mide duvarında penetrasyonu hakkında tam bilgi verir. >5mm Perigastrik ve Çölyak LN’larını sıklıkla gösterir. <5mm LN’nı göremez. En önemli yanı Erken T1 evre tümör ile ileri mide kanseri ayrımını sağlamasıdır.
Her Mide kanserinde PET-BT gerekir mi?
PET-BT: Kanser hücreleri 18F Flourodeoksiglukozun pozitron emisyonunu akumule eder. Uzak metastazı ortaya koymada çok faydalıdır. Özellikle başka organlara yayılma riski yüksek tümörlerde veya komorbitenin fazla olduğu yani büyük ameliyatı kaldıramayacak hastalarda majör cerrahi öncesi kullanılmalıdır.
Evreleme Laparoskopisi ve Peritoneal Sitoloji: Tanısal laparoskopi, midenin ve karın içi organların görülmesini sağlayan minimal invaziv bir işlemdir. Minimal invaziv, işlemin vücudunuza daha az zarar veren 2 veya 3 küçük kesi (kesik) ile yapıldığı anlamına gelir. Laparoskop, ucunda bir video kamera bulunan uzun ve ince bir cerrahi alettir. Laparoskopi sırasında cerrahınız laparoskopu cildinizde açılan küçük bir kesiden karnınıza (göbeğinize) yerleştirir. Bu alet, karnınızın içini görülmesini sağlar. Midenin dış duvarını, lenf düğümlerini ve yakındaki organlar incelenebilir. Kanserin bu bölgelere yayılıp yayılmadığını kontrol edebilir. Laparoskopi ameliyat öncesi röntgen ile saptanmayan Karaciğer ve Karın zarının (peritoneal) metastazlarını (%23-37) göstermesi açısından iyi ve hızlı bir yöntemdir
Peritoenal lavaj sitoljisi %40 + çıkar ve bu hastaların çoğunda peritoneal metastaz geliştirir. Bu hastalara lokal (intraoperatif hipertermik kemoterapi, KT) tedavi protokolleri denenmekte, ancak faydası tartışmalıdır.
Mide Kanseri İçin Hangi Bölüme Gidilir?
Mide kanseri, genellikle sindirim sistemi kanserleri arasında yer alır ve erken dönemde fark edilmesi zor olabilir. Mide kanseri şüphesi taşıyan bir kişi, doğru tanı ve tedavi süreci için bir dizi tedaviye uzmanlığa yönlendirilmelidir. Mide tedavi sürecinin yer değiştirecek alanları ve bu aralıkları ayrıntılı olarak detaylandırılmıştır. Mide şikayetleri olan bir kişi iç hastalıkları, genel cerrahi, gastroenterolojiye baş vurabilir. Özellikle Mide kanseri açısından risk faktörleri varsa doğrudan yapılması gerekenler.
1-Endoskopi, Gastroskopi: Mideyi doğrudan görmek varsa kanseri tespit etme açısından en önemli işlemdir. GİS Endoskopistleri mide içlerine bakarak kanserli dokuları veya lezyonları gözlemleyebilir.
2-Biyopsi: Endoskopik inceleme sırasında, şüpheli her lezyondan patolojik inceleme amaçlı biyopsiler alınmalıdır. Biyopsi, kanser varlığının kesin olarak belirlenmesi için gereklidir.
Mide kanseri teşhisi kesinleşirse, klinisyen hastayı ileri değerlendirme ve ameliyat için Onkolojik Cerraha yönlendirebilir. Onkolojik cerrah BT ve EUS gibi tetkiklerle Mide kanserini evrelemeyi bitirdikten sonra onkoloji konseyinde multidisipliner olarak değerlendirip Cerrahi Tedaviyi planlar.
Mide Kanseri Evreleri (Evre 0, 1, 2, 3, 4) Nelerdir?
Evreleme, tanı sürecinin bir parçasıdır. Kanserin ne kadar ilerlediğini söyler. Tümörün boyutunu, yerini ve ne kadar yayıldığını açıklar. Evreleme, mide kanseri için en iyi tedaviyi ve takip planını seçmeye yardımcı olur.
Fizik muayene ve yapılmış tanı ve görüntüleme testleri (BT, EUS, bazen Pet-BT) incelenilerek mide kanserinin evresine karar verelir.
Mide kanserinin 0’dan 4’e kadar 5 evresi vardır. Sayı ne kadar düşükse kanser o kadar az yayılmıştır ve tedavisi o kadar kolaydır. Mide kanseri evreleri ayrıca 0, I, II, III, IV ve V olarak da tanımlanır.
Mide kanseri evresini tanımlamak için TNM sistemini kullanırlar:
*T ana tümörü tanımlar. Tümörün mide duvarının katmanlarında ne kadar derinde olduğunu söyler.
*N, tümörün yakındaki lenf düğümlerine yayılıp yayılmadığını belirtir.
*M, kanserin vücudun diğer bölgelerine metastaz yapıp yapmadığını (yayılıp yayılmadığını) açıklar.
Evre 0 Mide Kanseri Nedir?
Mide mukazasında yani sadece midenin iç astarında sınırlı bazı kanser hücreleri vardır. Bu evreye karsinoma in situ da denir.
Evre 1 Mide Kanseri Nedir?
Bu erken mide kanseri aşamasında, tümör mukoza hücre katmanından bir sonraki katmanlara yayılmıştır. Büyük ihtimalle yakındaki lenf düğümlerine yayılmamıştır. Ancak yalnızca 1 veya 2 yakın düğüme yayılmış olması mümkündür. Vücudun diğer bölgelerinde değildir.
Evre 2 Mide Kanseri Nedir?
Evre 2 kanser diğer katmanlara yayılmıştır. Yakındaki lenf düğümlerine yayılmış olabilir. Diğer organlara veya uzaktaki lenf düğümlerine yayılmamıştır.
Evre 3 Mide Kanseri Nedir?
Evre mide kanseri diğer katmanlara ve yakındaki lenf düğümlerine yayılmıştır. Diğer organlara veya uzaktaki lenf düğümlerine yayılmamıştır.
Evre 4 Mide Kanseri Nedir?
Evre mide kanseri ileri kanserdir. Diğer organlara veya uzaktaki lenf düğümlerine yayılmıştır. 4. evreye metastatik mide kanseri de denir. Kanser hücreleri lenf veya kan sistemleri aracılığıyla vücutta dolaştığında başlar. Mide kanseri hücre tümörleri vücudun diğer bölgelerinde oluşur.
Metastatik (ileri evre) mide kanseri olan kişilerde 5 yıllık göreceli sağ kalım oranı düşüktür, sadece %7’dir. Bu, bu tür ileri evre mide kanseri teşhisi konulan her 100 kişiden sadece 7’sinin 5 yıl sonra hala hayatta olacağı anlamına gelir.
Mide Kanseri Tedavisi
Mide kanserinin çok fazla görüldüğü Japonya’da sıkı tarama endoskopileri sayesinde mide kanserleri çok erken bir aşamada bulunup tedavi edilmektedir. Bu, daha fazla insanın mide kanserinden ölmediği anlamına gelir.
Mide Kanseri Endoskopik olarak Ameliyatsız tedavi edilebilir mi?
Endoskopik Submukozal Diseksiyon (ESD): Mide Kanseri erken yakalandığında ESD adı verilen bir endoskopik prosedür ile ameliyatsız olarak çıkarılabilir ve bu hastalara tam bir kür sağlar.
Mide Kanseri Cerrahi Tedavisi
Evre I-III Mide Kanserlerinde halen en yaygın uygulanan tedavi yöntemi cerahidir. Gastrektomi midenin bir kısmını veya tamamını çıkarmak için yapılan bir ameliyattır. Özellikle Japonların tercihi Radikal Gastrektomi yani kanserli midenin geniş bir kısmı veya tamamı ile yakın ve bölgesel Lenf bezlerinin birlikte çıkarıldığı bir ameliyattır. Bu radikal onkolojik ameliyatın katkıları: 1-Sağkalıma katkı sağlar, 2-Doğru evrelemeye olanak verir, 3-Özellikle D2 ve üzeri lenfadenektomilerde RT yani ışın tedavisi gereksinimini ortadan kaldırır. Ancak radikal ameliyatlarda komplikasyonları arttırmamak için bu konuda tecrübeli onkolojik cerrah olunmalıdır.
Mide kanseri gastrektomi çeşitleri
- Kısmi gastrektomi
- Distal subtotal gastrektomi
- Total gastrektomi
- Laparoskopik, Robotik gastrektomi
- Proksimal gastrektomi
En sık yapılan ameliyatlar Distal subtotal gastrektomiler ve Total gastrektomilerdir. Bu ameliyatlar açık yapıldığı gibi minimal invaziv cerrahi ile de yapılabilir. Laparoskopi veya Robotik gastrektomi gibi minimal invaziv yöntemler açık cerrahiye göre avantajlar sunar. Minimal invaziv yöntemler vücuda daha az zarar verir. Daha az ağrıya neden olur.
Minimal invaziv kanser cerrahisinin (laparoskopik veya robotik) faydaları şunlardır:
- Daha az kan kaybı.
- Daha kısa hastanede kalış süresi.
- Daha hızlı iyileşme.
- Daha az yara izi.
- Enfeksiyon riski daha azdır.
- Ameliyat sırasında ve sonrasında daha az komplikasyon (problem) yaşanır.
Cerrahi Onkoloji Bölümü
Mide Kanserinin tedavisinde cerrahi müdahale önemli bir yer tutar. Cerrahi onkologlar kanserli hastalığın cerrahi tedavisinde onkolojik prensiplere uyumlu ameliyat sunan özelleşmiş genel cerrahlardır. Mide cerrahisi ameliyatları genellikle kanserin evresine, tümörün yerleşiminin yerine ve görünümü genel sağlık değişimine göre değişir.
Ameliyat Sonrası İyileşme
Ameliyatın iyileşme süreci, büyüme aşaması, genel sağlığın bozulması ve cerrahinin kapsamına bağlı olarak değişebilir. Genel olarak iyileşme süreci şu şekilde ilerliyor:
İlk Günler: Ameliyat sonrasında genellikle 4-6 gün hastanede kalır. Bu dönemde ağrı yönetimi, sıvı ve beslenme tedavisi, antibiyotik profilaksisi ve diğer destek tedavileri yapılır.
Erken Mobilizasyon: Hastalar, ameliyattan sonra erken mobilizasyona (hareket etmeye) teşvik edilir. Bu, iyileşme sürecini hızlandırabilir ve tamamlayıcıları içerir.
Beslenme Düzeni: Mide kanseri cerrahisinde hastalr genellikle ertesi sabah sıvı gıda ile beslenmeye başlanır. Uyum gösteren hastalarda ikinci gün yumuşak gıdalara geçilir.
Taburculuk: Hastanın ameliyat sonrası yeme içmesi, idrar ve dışkılaması yeterli düzeye geldiğinde önerilerle kontrole gelmek üzeri taburcu edilir.
Takip Süreci: Hastalar, iyileşme süreci boyunca ve sonrasında düzenli olarak takip edilmelidir. Onkoljik medikal tedavinin yani kemotrapinin bitiminden sonra kanserin geri dönmediğini de kontrol etmek gereklidir.
Ameliyat Sonrası Komplikasyonlar
Mide cerrahisi sonrasında bazı komplikasyonlar yaşanabilir. Bunlar arasında:
Enfeksiyonlar: Cerrahi bölgede, özellikle açık cerrahiden sonra görülebilir.
Sindirim Sorunlar: Midenin bir kısmı çıkarıldığı için sindirim sorunları (ağır yemeklerden sonra rahatsızlıklar, şişkinlik) yaşanabilir.
Besin Eksiklikleri (Besin Eksiklikleri): Midenin bir kısmı çıkarılır, vitamin ve mineral eksikliklerine yol açılabilir. Bu durum, B12 vitaminleri ve demir gibi eksiklikleri listelenir.
Yaraların iyileşmesi: Ameliyat sonrası yara iyileşme süreci, iyileşme süresi ve genel sağlık performansına bağlı olarak değişebilir.
Mide kanseri cerrahisi, kanser tedavisi çok önemli bir adımdır. Ameliyatta, kanserli dokuların temizlenmesi, lenf nodlarının temizlenmesi ve kanserin yayılmasının genişlemesi açısından büyük bir dokuya sahiptir. Cerrahi müdahaleden sonra iyileşme süreci genellikle dikkatli bir şekilde takip edilmeli ve dikkate alınmalıdır. Mide kanseri cerrahisi, multidisipliner bir kalıcı tedavi sürecidir ve özel olarak planlanması gerekir.
Palyatif Bakım Bölümü
Mide kanseri ileri evrede terminal dönemde ise yaşam kalitesini artırmak amacıyla palyatif bakımı uygulanabilir. Palyatif bakım, kansere bağlı şikayetlerin hafifletilmesine yönelik tedavi yöntemlerini içerir ve kişinin psikolojik, fiziksel ve duygusal açıdan desteklenmesini sağlar.
Palyatif bakım, şu genelgelerle kullanılır:
- Ağrı yönetimi,
- Sindirim sorunlarının hafifletilmesi,
- İştah kaybı ve halsizlik gibi değerlerin kontrol edilmesi.
- Palyatif bakım genel bir bakım, rahatlatma süreci sunar.
Gastrektomi Sonrası Yaşam
Gastrektomi sonrasında hastalar, özellikle yemek yemede bazı değişikliklerle karşılaşılabilir. Sindirim sisteminin yeniden düzenlenmesi için gerekli olan bileşenler daha küçük öğünlerle beslenmelidir. Ayrıca bazı beslenme eksiklikleri (B12 vitamini, demir gibi) görülebilir ve bu durumda ek tedavi uygulanabilir.
Lenf Nodlarının Alınması
Mide kanseri genellikle lenf nodlarına yayılabilir. Cerrahi müdahale sırasında kanserli bölgedeki lenf nodları da oluşur. Bu işlem, kanserin genişlemesinin belirlenmesi ve küreselliğini daha net bir şekilde görmek amacıyla yapılır.
Lenf nodu çıkarılması, kanserin diğer organlara yayılıp yayılmadığını görmek için önemlidir. Kanserli lenf nodlarında tedavi mevcutsa, süreç değişebilir ve ek tedavi yöntemlerine (kemoterapi, radyoterapi) başvurulabilir.
Palyatif Cerrahi vey Endoskopik Müdahale
Mide kanseri genellikle ileri evrelere ulaşmadan önce fark edilemeyebilir ve radikal bir ameliyat uygulanamaz. Kansere bağlı yutamama, ya da yemekten sonra mide tıkanıklığına bağlı kusma gibi büyük sorunlar ortaya çıkabilir. Bu durumda hastayı sıkıntıdan kurtarmak için Palyatif müdaheleler düşünülmelidir. Palyatif cerrahinin bazı örnekleri olabilir:
Midenin çıkışını tutan tümörlerde mide yukarısı ile ince bağırsak arasına yeni yol yapılarak yemeklerin mideden bağırsağa geçmesine fırsat yaratılır. Gastrik by-pass: bu işlemin ameliyatla yapılmasıdır. Ancak günümüzde tecrübeli endoskopistler sayesinde Endoskopik Metal stentler ile ameliyatsız bu sorun çözülebilmektedir.
Ameliyat Öncesi Hazırlık
Ameliyat öncesinde, hastalar ve tetkikleri kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutulur. Bu değerlendirme, sürecin başarıyla tamamlanması için önemli bir adımdır ve genellikle şu adımları içerir:
Fizik Muayene: Hastanın genel sağlık durumu ve kanserin kapsamı gözden geçirilir.
Kan Testleri: Kanserin evresini ve organ fonksiyonlarını değerlendirebilmek için kan testleri yapılır.
Görüntüleme Testleri: BT, EUS ve gerekli olursa MR ve PET-BT’den de yararlanılır.
Anestezi Değerlendirmesi: Anestezi uzmanı, anesteziye uygun olup olmadığını değerlendirir ve işlem sırasında kullanılacak anesteziyi belirler. Gerekli görürse kardiyoloji ve Eko testi ister.
Hastalar, cerrahi müdahale öncesinde genellikle bir beslenme düzeni değişikliği önerilir.
Ameliyat Yöntemi Seçimi
Ameliyatın türü, kanserin evresine ve yerleşimine bağlı olarak değişiklik gösterir.
Mide Kanseri Tedavisinde Prof. Dr. Kemal DOLAY’ın Rolü
Mide kanserinde Japon Cerrahların tercihi olan radikal cerrahi teknikleri özenle uygular. Midenin kanserli bölümünü içeride tümör bırakmadan ve etrafındaki yakın lenf bezleri ile bölgesel lenf bezlerini, D2+ yani genişletilmiş lenfadenektomi ile birlikte ameliyatla çıkarır. Bu ameliyat yönteminin zor olsada hasta ömrüne en iyi katkıyı sağlayacağına inanır. Tüm bu ameliyat kararlarında hasta için en uygun olan ameliyatı hastayı bilgilendirerek şeffaf bir şekilde ve hastanın da onayı ile kararlaştırır. Kansız ve ince diseksiyonlu bir ameliyat tecrübesi ile hastalarda ameliyat anında kan takviyesi gerekmez. Ameliyattan sonra yakın takip, erken mobilizasyon, erken beslenme protokollerini uygular.
Adjuvan Tedavisi ve Multidisipliner Yaklaşım
Mide kanseri tedavisinde cerrahi müdahale genellikle kanser tedavisinin ilk ve en büyük adımıdır. Ancak Adjuvan KT (cerrahiden sonra uygulanan tedavi) de önemli bir rol oynar. Prof. Dr. Kemal DOLAY, kişinin tedavi planını kişiye özel olarak belirler ve bu plan multidisipliner bir yaklaşımla şekillendirilir. Bir kısım hastalarda ise ameliyat öncesi yani Neoadjuvan KT planlanabilir.
Hedefe Yönelik Tedavi ve İmmünoterapi: Hedefe yönelik tedavi ve immünoterapi olan yeni tedavi yöntemlerinden, kanserin hedefini alır ve sağlıklı dokuları korur.
Prof. Dr. Kemal DOLAY, mide kanseri cerrahisinde büyük bir deneyime sahip bir uzmandır. Erken teşhisten cerrahi müdahaleye, adjuvan tedavilerden postoperatif bakıma kadar pek çok aşamada hastalara ve iyi tedavi yöntemleri sunulmaktadır. Ayrıca tedavi süreci multidisipliner bir yaklaşımla yönetilir, hastaların yaşam sınırlarının genişletilmesi için tüm olanaklar seferber edilir.